Başkandan


Değerli Sinema Dostları,

Akşam ezanı günün sona erdiğini haber verir, çocuklar top oynamayı bırakıp koşarak eve giderdi. Oyun arkadaşları da hep komşularımızın çocukları olurdu. Komşularımızın çocuklarıyla birlikte oynar, birlikte okula gider, birlikte yaramazlık yapar, birlikte büyürdük. Çoğu kez öğle yemeklerini arkadaşlarımızla birlikte bizim evimizde ya da komşunun evinde yerdik. Kalabalık bir çocuk grubundan ne bizim ailemiz ne de komşularımız rahatsız olurdu. Düğünde, cenazede bir hastalık anında uzaktaki akrabalardan önce komşularımız kapımızı çalardı.

Bu anlatılanların bir televizyon dizisinden alınma ya da hayal olduğu düşünülebilir. Bugün bu yaşam tarzı Anadolu’nun pek çok köyünde, kasabasında hatta şehrinde yaşamaya devam ediyor. Metropollerde ise durum Anadolu’ya göre çok kötü, Avrupa’ya göre ise biraz daha iyi durumdadır.

Modern yaşam insanı doğadan, doğaldan ve bire bir insani ilişkilerden kopararak ona yalnızlığı ve bireysel hazları sundu. Buna bağlı olarak toplumun temel dinamiği olan insanın iş hayatı, kent mimarisi, eğlence sektörü ve insani ilişkileri de yeniden şekil almaya başladı. Geleneğe ve geçmişe dair insanın ruh dünyasına hitap eden, iyi olan, doğal olan ne varsa, bu yeni yaşam tarzının çarkları arasında kayboldu. Bu durum toplumu bir arada tutan ortak değerlerin hayatımızdan çıkıp gitmesine neden oldu. Hal böyle olunca “yalnızlık” modern insanın en yakın dostu olmaya, huzurevlerimiz dolup taşmaya, samimi dostluklar yerini yapmacık tebessümlere bırakmaya başladı. Önce komşuluk, ardından akraba ve en son olarak aile içi ilişkiler yıpranıp yok olmaya yüz tuttu.

Toplumun temel yapı taşı olan insanın, sağlıklı bir şekilde hayatını devam ettirebilmesi için aile içindeki huzurunun yanı sıra iş, sokak, arkadaş çevresi ve komşuluk ilişkilerinin de sağlıklı olması gerekmektedir. Bu sağlıklı bütünlüğün önemli unsurlarından biri de komşuluk ilişkileridir.

Toplumumuzun bütünlüğü, güvenliği ve sarsılmaz bağlarının ortaya çıkardığı en önemli değerlerden birisidir, komşuluk. Büyük küçük ihtiyaçlarımızı, acılarımızı, mutluluklarımızı ilk önce komşularımız ile paylaşırız. Komşuluk o kadar değerlidir ki bu olgu üzerine birçok atasözü ve deyim günlük yaşamımızda dilimize pelesenk olmuştur. “Ev alma komşu al”, “Komşu komşunun külüne muhtaçtır”, gibi sözler komşuluk hukukunun önemini vurgulamaktadır. Kur’an-ı Kerim’de Allah’a imanı emreden ve şirki yasaklayan ayetin hemen ardından ana-baba ve akrabalara, yetim ve yoksullara iyiliğin yanı sıra, uzak ve yakın komşulara iyilik yapılması emredilmektedir. Peygamber Efendimiz komşuluk hukuku üzerine: “Cebrail bana komşuya iyilik etmeyi o kadar tavsiye etti ki neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim” buyurması komşuluğun ne kadar önemli olduğunu ifade etmektedir.

Toplum için büyük bir önem taşıdığına inandığımız komşuluk kavramının bu yılki Kısa Film Yarışmamızın teması olmasına karar verdik. Birinci ve ikinci yarışmamızın cumhurbaşkanlığı himayelerine alınmış olması kısa film konusunda sorumluluğumuzun önemini ve büyüklüğünü bize hatırlatmaktadır.

Ahmet POYRAZ
Çekmeköy Belediye Başkanı